
Birincil duygular Nedir?
Birincil duygular, insanların doğal olarak yaşadığı temel duygulardır ve genellikle diğer duyguların kaynağı olarak kabul edilirler. Bu duygular genellikle evrensel olarak tanınır ve insanların yaşamlarının farklı yönlerinde ortaya çıkarlar. Klasik birincil duygular arasında mutluluk, üzüntü, korku, öfke, iğrenme ve şaşkınlık bulunur. Bu duygular, insanların çevreleriyle etkileşimlerinde ortaya çıkan temel tepkilerdir ve insan davranışlarının temelini oluştururlar.
İkincil duygular Nedir?
İkincil duygular, birincil duyguların karmaşık bir şekilde işlenmesi sonucu ortaya çıkan daha karmaşık ve daha spesifik duygulardır. Birincil duygular, temel tepkileri ifade ederken, ikincil duygular, bu temel duyguların daha derinlemesine analiz edilmesi, yorumlanması ve işlenmesi sonucunda ortaya çıkarlar. İkincil duygular genellikle daha karmaşık sosyal durumlar ve ilişkilerle ilişkilendirilir ve genellikle kültürel ve kişisel deneyimlere dayanarak şekillenirler.
Örneğin, bir kişi kızgın olduğunu hissedebilir (birincil duygu), ancak bu öfke hissi, aslında başka duyguların bir sonucu olabilir. Belki de kişi kendini güçsüz hissettiği için öfke duyuyordur veya başka bir kişinin davranışlarından dolayı haksızlık hissediyordur. Bu tür derinlemesine düşünme ve analiz, kişinin öfkesinin ikincil bir duygu olduğunu anlamasına yardımcı olabilir.
İkincil duygular arasında utanma, suçluluk, hayal kırıklığı, kıskançlık, gurur ve utanç gibi duygular bulunur. Bu duygular, birincil duyguların daha karmaşık ve derinlemesine işlenmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkarlar.
Duygularımız tetiklendiğinde beynimizde hangi bölümler aktifleşiyor?
Duygularımız tetiklendiğinde, beyinde birçok farklı bölge aktifleşir. Eğer duygunun ağırlığı çok fazla ise bu bölümler kontrolü ele alır ve çoğu zaman mantıksız, refleksiv danravışlarda bulunuruz.
İşte duyguların beyindeki temel bileşenlerinden bazıları:
- Amigdala: Duygusal işlemlerin merkezi olarak kabul edilen amigdala, özellikle korku ve tehdit algısıyla ilişkilendirilir. Duygusal uyarıcılar algılandığında, amigdala hızla yanıt verir ve vücudun stres tepkilerini başlatır.
- Hipotalamus: Hipotalamus, hormon salgılayarak vücudun stres tepkilerini düzenleyen ve duygusal durumları kontrol eden önemli bir yapıdır. Stres tepkilerini ve otomatik işlevleri (örneğin, kalp atış hızı ve nefes alma) koordine eder.
- Hipokampus: Hipokampus, duygusal anıları işleme ve depolama ile ilişkilidir. Özellikle stresli olaylardan sonra, hipokampus, amigdala ve hipotalamus arasındaki etkileşimlerle birlikte duygusal hafıza oluşumunda önemli bir rol oynar.
- Prefrontal Korteks: Prefrontal korteks, düşünme, planlama ve karar verme ile ilişkilendirilir. Duygusal tepkilerin kontrol edilmesi ve düzenlenmesinde kritik bir rol oynar. Özellikle duygusal durumların değerlendirilmesi ve düşünülen eylemlerin sonuçlarını analiz etme süreçlerinde etkilidir. Ancak duygular çok yoğunsa bu işlevleri yerine getirmekte zorlanır.
Bu yapılar ve süreçler, duygusal tepkilerimizin oluşumunda önemli bir rol oynarlar ve birbirleriyle karmaşık bir şekilde etkileşime girerler.
Emoti̇on freedom technique/ EFT/ duygusal özgürleşti̇rme tekni̇ği̇ni̇ nedi̇r?
Yardımcı olmak için kullanılan bir psikolojik iyileştirme yöntemidir. Eft’nin maksadı, aşırı tetiklenen beynimizdeki yukarıdaki sözü geçen bölgelerdeki uyarımı azaltmak yani duyguyu boşaltmak ve hem duygu hem mantık kanalları arasında bağlantının devam etmesini sağlamaktır. EFT, akupunktur ve zihinsel farkındalık tekniklerinin bir kombinasyonunu içerir. EFT’nin temel prensibi, vücudumuzdaki enerji akışının düzenlenmesine dayanır. Bu teknik, belirli duygusal sorunların, travmaların veya negatif inançların sebep olduğu beyindeki enerji blokajlarını gidermeyi amaçlar. EFT uygulayıcıları, bu enerji blokajlarını ortadan kaldırmak için akupunktur noktalarını hafifçe vururken belirli bir ifadeyi tekrarlarlar.
EFT’nin adımları genellikle şu şekildedir:
- Sorunun Belirlenmesi: İlk adım, üzerinde çalışılacak belirli bir duygusal veya zihinsel sorunun belirlenmesidir. Bu sorun, stres, korku, endişe, travma veya negatif duygular olabilir.
- Ölçeklendirme: Sorunun şiddeti bir ölçekte belirlenir. Bu, çalışma ilerledikçe ilerleme kaydedilmesine yardımcı olur. 10 üzerinden kaç?
- Kabul Edilme İfadesi: Uygulayıcı ve birey, kabul edilme ifadesi olarak adlandırılan bir ifadeyi tekrarlar. Bu ifade, duyguyu kabul ettiğini ve isimlendirmesini ifade eder. Örneğin, “Kendimi şu anda değersiz hissediyorum” ya da “Sol kolumdaki uyuşma” şeklinde.
- Akupunktur Noktalarının Vurulması: Uygulayıcı, belirli akupunktur noktalarını hafifçe vururken birey, duygusal veya zihinsel sorunla ilişkilendirilen ifadeleri tekrarlar.
- Yeniden Değerlendirme: EFT seansının sonunda, sorunun şiddeti tekrar ölçülür ve ilerleme değerlendirilir. Duygu/duyum sıfırlanana kadar işlem devam eder.
EFT’nin etkinliği ve bilimsel temeli konusunda bazı tartışmalar olsa da, birçok insan bu teknikten fayda gördüğünü bildirmiştir. Ancak, ciddi duygusal sorunları olan bireyler EFT’yi kendi başlarına uygulamak yerine lisanslı bir sağlık uzmanının rehberliğinde kullanmalıdır.