
Toksik Pozitiflik Nedir?
Toksik pozitiflik, dışarıdan bakıldığında pozitif gibi görünen ancak aslında sağlıksız veya zararlı olan bir davranış veya düşünce tarzını ifade eder. Bu terim, kişinin gerçek duygularını bastırarak veya sorunları görmezden gelerek olumlu bir tavır sergilemesini ve başkalarını olumsuz duygulara karşı tepki vermemesi için manipüle etmesini tanımlar. Örneğin, bir kişi iş yerinde her zaman neşeli ve pozitif görünerek, aslında içsel olarak baskı altında hissediyor olabilir ve bu durum uzun vadede duygusal ve psikolojik sağlığına zarar verebilir. Bu nedenle, toksik pozitiflik aslında bir tür duygusal sahtekarlık olarak görülebilir.
Toksik pozitif olduğunu gösteren düşünce ve davranışlar
Toksik pozitiflik sergileyen düşünce ve davranışlar şunları içerebilir:
1.Duyguları Bastırma: Kişi, gerçek duygularını bastırarak veya inkar ederek, her zaman mutlu veya pozitif görünmeye çalışır. Bu, gerçek duygularla temas kurmayı engeller ve duygusal zekayı olumsuz etkiler.
2.Duyguları Geçiştirme: Olumsuz duyguları çabucak geçiştirme veya görmezden gelme eğilimi. Kişi kendi duygularını görmediğinden ya da geçiştirdiğinden aynısını çevresine de yapacaktır. Çevresindekilerin endişelerini veya üzüntülerini hafife alabilir, onları dinlemek veya anlamak yerine pozitif bir bakış açısı sunar.
3.Zoraki Gülümseme ve Yüzeysel Olumculuk: Kişi, gerçekte hissetmediği bir gülümsemeyle veya yapay bir olumculukla davranır. Bu davranışlar zorlanmış ve içten gelmeyen bir biçimde gerçekleştirilir.
4.Duygusal Yorgunluk ve Tükenmişlik: Gerçek duygularla temas etmek enerjimizi tüketmez, çünkü var olan duyguyu işlemlemek beyin için kolaydır. Ancak sürekli olarak pozitif bir tavır sergilemek enerji harcayıcı olabilir ve kişiyi duygusal olarak yorabilir. Çünkü hem mevcut duyguyu bastırmak için çaba harcamak zorunda kalıyor kişi hem de sahte duygu üretmeye çalışmak için. Bu durumda, kişi tükenmiş hissedebilir.
5.Empati Yoksunluğu: Toksik pozitiflik gösteren kişiler, başkalarının duygusal deneyimlerini görmezden gelme veya önemsememe eğilimindedir. Empati yerine kendi pozitif enerjilerini dayatma eğilimindedirler. Karşı tarafa görülmeme, işgal ve sahtelik duygusu verirler.
6.Gerçekçi Olmayan İyimserlik: Gerçeklikle bağdaşmayan, abartılı bir iyimserlik sergileme eğilimindedirler. Bu, sorunlarla yüzleşmeyi ve çözüm bulmayı engelleyebilir.
7.Eleştiriye Tepkisizlik: Eleştirileri veya negatif geri bildirimleri kabul etme konusunda zorlanabilirler ve bu tür durumlarla başa çıkmak yerine olumlu bir maske takmayı tercih ederler.
Bu işaretler, toksik pozitifliğin bir kişide bulunabileceğini gösteren genel göstergelerdir. Ancak, her birey farklıdır ve bazıları bu tür davranışları sergilese de, diğerleri daha dengeli bir şekilde pozitiflik ve gerçeklik arasında denge kurabilir.
Toksik Pozitifliğin Kısa ve Uzun Vadede Etkileri
Toksik pozitiflik, hem kısa hem de uzun vadede çeşitli olumsuz etkilere neden olabilir:
Kısa Vadeli Etkiler
1.Duygusal Baskılanma: Negatif duyguların bastırılması, kısa vadede duygusal baskılanmaya ve içsel stresin artmasına neden olabilir. Bu, kişinin gerçek duygularını tanımlama ve ele alma yeteneğini zayıflatabilir. Kişinin kendine yabancılaşmasına sebep olur.
2.Yüzeysel İlişkiler: Toksik pozitiflik sergileyen bir kişi, ilişkilerde yüzeysel kalabilir ve gerçek duygularını paylaşmaktan kaçınabilir. Bu da ilişkilerin derinlik kazanmasını engelleyebilir. Kendiyle bağ kuramayan biri, başkasıyla gerçekten bağ kuramaz.
3.Duygusal Tükenmişlik: Sürekli olarak pozitif bir tavır sergilemek enerji tüketici olabilir ve kişiyi duygusal olarak tükenmiş hissettirebilir. Ancak gerçek iyileştirir. Olumlu ya da olumsuz duyguları kabul etmek, o duyguların geçici olduğunu da kabul etmektir. Duygular gelir, gider tıpkı birer misafir gibi. Bastırmaya çalışmak, onları bedene hapsetmekten başka bir şey değildir. Bu da, insanı tüketir.
Uzun Vadeli Etkiler
1.Duygusal Tükenmişlik ve Ruh Sağlığı Sorunları: Sürekli olarak gerçek duygularını bastırmak, zamanla duygusal tükenmişliğe ve çeşitli ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir. Kişi, boşluk duygusu, kendine yabancılaşma (depersonalizasyon), çevreye yabancılaşma (derealizasyon), yaşanmamış hayatın pişmanlığı sonucunda depresyon ve yas, boşluk duygusu, köksüzlük hissi ya da yalnızlık yaşayabileceği ruhsal sorunlardan bazıları.
2.İlişki Problemleri: Yüzeysel ilişkiler sürdürmek, uzun vadede kişinin sağlıklı ve derin bağlarkurmasını engelleyebilir. Bu da kişinin yalnızlık hissine kapılmasına ve ilişki sorunları yaşamasına neden olabilir.
3.Duygusal Zekanın Zayıflaması: Gerçek duyguları görmezden gelmek, duygusal zekayı geliştirmeyi engelleyebilir. Kişi, duygularını tanıma, ifade etme ve başkalarının duygularını anlama konusunda zayıf kalabilir. Sosyal, profesyonel ya da romantik yaşamda etkin rolü olan duygusal zekanın zayıflaması, kişiyi her alanda aşağı çeker.
4.Fiziksel Sağlık Sorunları: Sürekli stres altında olmak ve duygusal tükenmişlik yaşamak, fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlar arasında uyku problemleri, bağışıklık sistemi zayıflaması ve sindirim sorunları yer alabilir.
“Bastırılmış duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler.
(Sigmund Freud)”
Toksik pozitiflik, kısa vadede belki de sorunları görmezden gelmeyi veya bastırmayı kolaylaştırabilir gibi görünse de, uzun vadede ciddi duygusal ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, duyguları sağlıklı bir şekilde tanıma, ifade etme ve kapsayabilme konusunda kendini geliştirmek önemlidir.
Olumlu ve olumsuz duyguları kapsayabilme becerisi, duygusal zekanın önemli bir bileşenidir ve zaman içinde geliştirilebilir. İşte bu beceriyi geliştirmek için bazı adımlar:
1.Duyguları Tanıma ve İsimlendirme: Duygularınızı tanımak ve kabul etmek, duygusal farkındalık geliştirmenin temelidir. Duygularınızı tanımlayın ve nereden geldiklerini anlamaya çalışın. Gün içerisindeki deneyimlerinizi düşünün, bu deneyimlerde hangi duygular yaşamış olabileceğinizi tahmin etmeye çalışın. Duygu dağarcığınızı genişletmek için aşağıdaki çarktan faydalanabilirsiniz.
2.Duygusal Farkındalık Uygulamaları: Meditasyon, nefes egzersizleri ve günlük duygusal günlük tutma gibi uygulamalar, duygusal farkındalık ve duygusal düzenleme becerilerini geliştirebilir.
3.Olumlu ve Olumsuz Duygular Arasında Dengeli Olma: Her duygunun bir sebebi ve bir değeri vardır. Olumlu duyguları deneyimlemek güzeldir, ancak olumsuz duygular da doğaldır. Her iki tür duyguyu da deneyimlemek ve kabul etmek önemlidir. Beynimiz ödül ilkesiyle çalışır bu anlamda kendinize oto teklinler vererek bu bilgiyi sindirebilirsiniz.
Örneğin, “olumlu ve olumsuz her duyguyu kabul eder ve deneyimlersem, sağlıklı bir hayat yaşayabilirim.”
4.Olumlu Duygu Kaynaklarını Artırmak: Hayatta iniş çıkışlar hep var. Bazen baş edebiliyoruz, bazen zorlanıyoruz. Bu videoda, zor duyguları bastırmadan deneyimlemeni kolaylaştıracak psikolojik tekniklerden bahsediyorum.
Bu adımları uygulayarak, duygusal zekanızı geliştirebilir ve olumlu ile olumsuz duygular arasında sağlıklı bir denge kurabilirsiniz. Duygusal zeka, ilişkilerinizde daha derin bağlar kurmanıza, stresle daha iyi başa çıkmaya ve genel yaşam memnuniyetinizi artırmaya yardımcı olabilir.